Salı, Ağustos 16, 2011

BEBEĞİMLE UYUMAYA DAİR



Kuzey iki gün sonra 3. ayını bitiriyor.

Doğduğu ilk ay çevremizde bazı “enteresan” tiplerin “Hadi şimdi bakın bakalım keyfinize, siz 40’ından sonra göreceksiniz gününüzü, büyüdükçe huyu suyu değişecek” önermeleri ve hatta iddialarına rağmen, ne huyu değişti Kuzey kuzunun ne suyu. Aynı sesler, Kuzey karnımdayken de “Ne yapacaksın bakalım bu kadar hareketli bir bebekle!” der, hatta “Konuşup da şımartma şunu, dilli düdük ettin” diye uyarırlardı! 40. günümüz bitince bu kez “100. günde bebeğin huyu değişir”ler başladı. Muhtemelen onun da -tutmayacak bir iddia- olduğunu hissedip, mevzu bahis huysuzlukların -ben işe başladığımda-, -emeklerken/yürümeye çalışırken-, -kardeşi olduğunda-, -en geç ergenlikte- olacağını biraz daha düşük seste hecelemekteler…

Hastaneden evimize geldiğimiz ilk günün gecesi de dahil olmak üzere bugüne kadar sadece bir kez uyumamışlığı vardır. O da 2 aylıkken, bir cumartesi gecesi 2’ye kadar ve gülücükler eşliğinde. Sevgiliyle, bu uykusuzluğun nedenini anlamamakla birlikte, uyuması için ısrarcı olmayıp, o saate kadar birlikte olabilmenin tadını çıkarttık. Sonunda oyun ve konuşmalardan yorgun düşüp uykuya daldığında, biz de evladımızla maneviyatımızı doyurmuş, yüzümüzde tebessümle uykuya dönmüştük. Doğru yapmışız! Doğumundan beri annelik ve babalık içgüdülerimiz bizi doğruya ve dolayısıyla içsel huzurumuza sürükledi. Kuzey de doğal olarak bize eşlik etti.

O gece de, tıpkı önceki 60 ve sonraki 20 gün boyunca olduğu gibi Kuzey, anne-babanın odasında, anneannesinin onun için aldığı mavi fırfırlı, sallanabilen beşiğinde uyudu. Gece uykuları düzenli ve 2 açlık uyanmasının haricinde kesintisiz olmasına rağmen, bir süre sonra bu uyanmalar beni yormaya başladı. Üstelik henüz işe başlamadım. Sabah 4-5 gibi emzirmek için uyandığımda bazen yanıma alırdım. Koynumda, huzurlu ve daha uzun bir sabah uykusu yapardı. Emzir-(e)-me-(me)-k yazımda da anlattığım üzere sütümle ilgili problemler başlayınca hafif bir huzursuzluk baş göstermekteydi ki… Annelik içgüdüsü sağ olsun, onu da çözdük. Üstelik hem huzursuzluğu hem de kısmen süt olayını J

Kuzey artık bizimle uyuyor. Daha doğrusu uyku düzeni şöyle:

- Anne koynunda sabah 8-den 9 / 10’a kadar şekerleme
- Öğlen 12’de kendi odasındaki park yatağında, perdeler yarı kapalı, kendi kendine uykuya dalma.
- 14:30-15:00 gibi anne yatağı / park yatağında emerek / kendi kendine yarım saatlik bir şekerleme daha
- 17-18:00 dolaylarında park yatağında en fazla bir saatlik uyku, uyanınca yarım saatlik dönencelerle veya uyku arkadaşı MANU ile sohbet
- 20:00 / 22:00 arası anne-baba odasındaki beşiğinde gece uykusuna geçiş
- 00:30 / 02:30 gibi anne koynuna transfer (bir elimiz ya da ayağımız da babaya değmeli!)



Artık geceleri bir “emmmeii” sesi ile uyanıp, sersem ve tehlikeli bir vaziyette emzirmiyorum. Kuzey kuzu ne zaman isterse o zaman, bütün bir gece boyunca emebiliyor. Bu durum hem sütümün artmasına yardımcı oldu hem de üçümüzün de daha iyi hissetmesine.

Yanımızda uyuduğunda fark ettim ki, Kuzey kuzu artık:
• daha huzurlu
• daha düzenli
• daha az açlık krizi yaşıyor
• daha fazla gülücüklerimiz ve agularımız var
• gün içinde yalnız kalma toleransı artmış durumda

Sevgili babamız çok yoğun çalıştığı için Kuzey’in doğumundan beri: “Bizimle uyusun muu?” derdi hep J İlk hissetiğim şey korku olurdu her seferinde: EZERİZ!!! Yoksa, -yok efendim alışır, aman yatağımızdan gitmez…- Bunlar aklımın ucundan bile geçmezdi. Bir de hem sevgilinin hem de benim RAHAT uyuyamayacağımız endişesini taşırdım. İkisi de yersiz ve gereksiz korkularmış. “Hiçbir anne-baba bebeğini ezmez!” deniyor okuduğum bir yazıda. Evet, ezmiyoruz. Genelde yatağın BEN tarafında, arkası dönük ve deli yatan sevgili bile uyanmadan sürekli Kuzey’i kontrol altında tutabiliyor. Tabi baba için -alkollü olmamak- gibi bir kuralımız var. Yorgunluk? Sıfır… Onda hiçbir değişiklik yok, ben de eskiye göre daha iyi uyuyor, daha dinlenmiş kalkıyorum. Uyanıp da bebeğimin yüzüne baktığımda kulağıma sesleniyor melek sesiyle “Güvendeyim, iki sevgili arasında, huzurlu ve mutluyum!”

Yatağa alışmasından korkmuyor musun diyecek olanlara peşinen cevap vereyim: Hayır! Siz hiç 16 yaşında ailesi ile yatan bir çocuk! gördünüz mü? Sunderland amca “The Science of Parenting (Çocuk Yetiştirme Bilimi)” adıyla yazdığı kitabında, 800 bilimsel çalışmayı incelemiş ve demiş ki: Anne ve babalarıyla birlikte uyumak, çocukların sağlığını olumlu yönde etkiliyor, ayrı yatmaya zorlanan çocuklar strese giriyor ve fiziksel acıya maruz kalan bireylerle eş tepkiler veriyor. Bunları bilerek, Kuzey bizimle yatmaktan şu anda keyif alırken ve gelecekte de muhtemelen bunu isteyecekken, nasıl -hayır- derim?  Hoş, Kuzey’in gelecekte ne isteyeceğini bilmiyorum. Belki bazı çocuklar gibi bu duruma 2-3 yaşlarında kendi isteğiyle son verip mavi+yeşil odasına geçer, belki de 5-6 yaşına kadar bizim kokumuzu, sıcağımızı ister. Sonu hangi tarihte olursa olsun, “bir gün bu minicik bebeğin büyüyüp, onunla yatamayacak, kokusunu içime çekemeyecek olmam” düşüncesi beni şimdiden melankoliye sürüklüyor…

Bu gece alın bebeklerinizi koynunuza, bir ara uyanıp nefesini dinleyin, melek sesleriyle bakalım ne söyleyecekler size ;) Siz bebeklerini -İngiliz Stili- “hıçkırıklarla ağlatarak” da olsa yalnız başına / odasında uyutmaya çalışanlardansanız bana telefonunuzu bırakın, onları koklayamayacağınız yaşa geldiğinizde sizi arayıp bir NABER? demem için….

Ehe, şimdi yazının başında bahsettiğim “enteresan” tiplerin “A-aaa çocukla yatılır mıymış hiç?” lerini duymaya başlayacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum… =oD


6 yorum:

  1. Mec, doğal annelik, Nihan derken hemen zıplayıveridm buraya.. Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  2. Hoşgeldin, hem de pek iyi ettin :) Sevgi bizden...

    YanıtlaSil
  3. Yazın çok güzel olmuş Nihan. Emziren annelerde verdiğin link sayesinde okudum. Kızım 2007 Eylül doğumlu. Hâlâ akşamları birlikte uyuruz. Şimdi 2 aylık bir kızım daha var. O da kendi beşiğinde ama bizim odamızda, bazen de bizim yanımızda uyur. Birlikte yatmak gerçekten çok keyifli. Kokusunu içine çeke çeke uyumak çok güzel.

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim Bahar, hoşgeldin. Birlikte uyumak güzel olmaz mı tabi ya... Sayılı günler maalesef çabuk geçecek ama kokuları ve uyku bağı kalacak bünyelerde bence ;)

    YanıtlaSil
  5. Bu muhtesem duygudan ve firsattan nasil mahrum kalinir. Dunyanin en keyifli seyi bebeginle uyumak, onun melek kokusunu icine cekip nefesini dinlemek. Burnunu saclarina gomup nefes almak ve kucuk opucukler kondurmak gibisi yok.

    YanıtlaSil
  6. Merhaba Ahu,
    Kesinlikle katılıyorum :)

    YanıtlaSil